23 Eylül 2006

Erasmus ile İsveç - Dikkat Çeken Şeyler

Bu aralar dikkatimi çeken şeyler:
  • Marketlerde tek kişilik standlarda ürün tanıtımları olur ya, burada insanlar bu tanıtımlara çok hevesli yaklaşıyor, hatta eleman daha hazırlarken sıra oluşuyor önünde. Cidden ürünü almalarını etkiliyor mu bilmiyorum ama ilginç geldi. (Ha bir de aklıma "büyümix" geldi ya neyse .) )
  • Açık kaynaktan bir haberler. Tabi bu söylediğim daha çok iranlılar için geçerli. Firefox bile kurulu değil makinelerinde. Yoksa veri tabanı hocası access yerine mysql daha iyi olur deyip gözüme girdi. Bölümde doğru dürüst isveçli yok ki şöyle pardus yayılmacılığı yapalım.
  • Arabalarda en ufak bir çizik dahi yok, yollarda neredeyse hiçbir lastik izi yok. Çok sakin çok güvenli araba kullanıyorlar. Bazı 4 yönlü kavşaklarda trafik ışığı olmamasına rağmen en ufak bir tıkanma ya da kaza belirtisi oluşmuyor, helal valla.
  • Kredi kartlarında şifre devrine bizden önce geçtikleri için bizdeki gibi kasiyer kartı alıp makineden geçirip şifreyi gireceğimiz dalgayı bize uzatmıyor; her kasada şifreniz gözükmeyecek şekilde ve size göre ayarlanmış makineler (pos) bulunuyor, paşalar gibi kartınızı geçirip şifrenizi giriyor aynen devam ediyorsunuz.
  • Vakti zamanında IBM R40 aldığım için çok mutluyum. Okul sayesinde de olsa herkesin dizüstü makinesi var ve dikkat ettim de en ufak şarz aleti ibm`ninki. Hele HP`lerin şarz aleti benim dizüstünün 3te 1i kadar.
  • Derslere hocalar da öğrenciler de tam zamanında giriyor ve anında sessizlik sağlanıp ders başlıyor, gayet güzel bir şey bence çünkü bu sayede her şey planlandığı gibi ilerliyor.
  • İsveçliler`in akşam yemeği tek çeşitten oluşuyormuş. Bizde çorba eksik olmaz, imkanımız olduğu sürece de 3 çeşitten aşağı yemek olmaz dediğimde isveçli eleman mavi ekran verdi
Hep ilginç ya da güzel gelen şeylerden bahsedecek değilim ya, biraz da beni sinir eden şeylerden bahsedeyim:
  • Java bilenler için C# isimli bir ders varmış. "mış" diyorum çünkü varlığından derslerin ancak 3. haftasında haberdar oldum, o da şans eseri. Dersleri seçerken tabi ki en önemli kriterlerden biri de İngilizce verilmesiydi. Akıllı okul bu derse isveççe yazdığı için doğal olarak ingilizce verilenler listesinde yoktu, tabi benim de haberim bile olmadı. Dersi alanların çoğu İranlı olunca ders de İngilizce verilir olmuş. C# öğrenmek belki çok elzem değil şimdilik ama visual basic ile ASP.NET öğrenmeye kasmaktansa çok daha faydalı bir seçim olacağı kesin, en azından benim gibi birisi için.
  • Cep telefonu kullanmayı bilmiyorlar, tabi bu söylediğim İranlılar için geçerli. Dersin ortasında telefonun çalar, hadi diyelim bu normal, unuttun, peki ama aynı derste 4 kişinin birden çalar mı? 1 tanesi çalınca insan kendininkini kontrol eder değil mi? Hele bir de kapatmak yerine açıp konuşa konuşa çıkanlara hiç girmeyeyim.
  • Bizdeki şekliyle "java" diyememelerine sinir oluyorum, çok saçma ama batıyor bana resmen. Hadi isveçlilerin "yava" demeleri neyse de iranlı arkadaşların "jooovaaa" demelerine dayanamıyorum. Bir de uzatarak "aydiii(id)" ve "oaypi(ip)" hadiseleri var. Tabi bu söylediklerim "ukala" kelimesini dilinizin ucuna getirmesin sakın, sadece elimde olmayan bir şey bu, ufacık şeyler kafama takılıyor (başak mıyım neyim), yoksa harika insanlar burdaki İranlılar; Türk olduğumu öğrenenler bana "Merhaba, nasılsın, selam" şeklinde yaklaşıyorlar, ayrıca konuşkan ve iyi niyetliler, yardımcı olmaya ve muhabbet etmeye çalışıyorlar.
  • Sınıftaki 5-6 isveçliden 2 tanesi aralarda (belki de derslerde de) WOW oynuyorlar ki içim gidiyor, ufak ufak kıskançlık damarlarım genişliyor .)
  • Akşam saatlerinde kasa önünde sallana sallana para ödeyen ve kasiyerle muhabbet eden tipler beni deli ediyor.
  • Bisikletimin ön dişlisinin olması gerekenden küçük arka dişlisinin ise gerekenden büyük olması dolayısıyla ne kadar hızlı çevirsem de hızlı gidemem ve her sabah trene yetişmek için aynı komik duruma düşmem, benden kısa kızların bile benimkinden daha büyük bisikletlere sahip olması oldukça sinir bozucu oluyor. "Niye daha büyüğünü almadın o zaman " şeklinde gelecek sorular için cevabı direk yazayım:" Bütün kasabada bulabildiğim tek 2. el bisiklet buydu.
  • Kapalı bir havuz var. Hem normal hem de atlayabilenler için tramplenli ve derinliği arttırılmış havuz var. Ayrıca sauna da var. Ama havuza girişte ayak ve terlikleri temizleyebilecek ilaçlı su dolu havuzcuklardan yok, olmadığı yetmezmiş gibi iğrenç insanlar çıplak ayak tuvalete gidip geliyor. Zaten havuz kavramından hiç hazetmeyen, anadoludan kopup gelmiş(İzmir de Anadolu`da huleynn) deniz aşığı bünyem bu olay üstüne derin bir yara alarak sağlıklı yaşam için güzel bir etkinlik olan yüzmekten sanırım uzak duracak.
NOT 1) Mavi Ekran, nam-ı diğer Blue Screen of Death(BSoD) ile ilgili bağlantı ararken wikipediada koca bir sayfanın ayrıldığını görmek beni şaşırttı :) Ayrıca BSoD`in bir de kardeşi varmış: Red Screen of Death. Hepimizin dört gözle beklediği(!) ailemizin işletim sistemi Vista`da ara sıra çıkıyormuş.

NOT 2) En güzel mavi ekranı size göstermeden bu girdiyi kapatamadım :)

NOT 3) Antalya`da uçağa bindiğimden beri yani tam 33 gündür cep telefonum kapalı ve bu benim oldukça hoşuma gidiyor, bana sanki sağlıklı yaşıyormuşum hissi veriyor, herkese tavsiye ederim (en azindan uyurken kapatın[gerçi bunun için söz verip tutmayanlar da var ama umarım onlar da bana kulak verir]). Bir gün gelip de "keşke seni dinleseymişim" dediğinizi duyacağıma "al işte seni dinledik de ne oldu, hiçbir zararı yokmuş" diye serzenişlerde bulunmanızı tercih ederim.

4 yorum:

İnci Üsküplü dedi ki...

:) Büyümix neden aklına geldiğini sankim biliyorum ama büyümix değildi onun türevlerinden biriydi işte. :)

Ben sözümü tutuyorum artık. İlk söz verdiğimde bir müddet sonra sabahları kalkamadığım için vazgeçmiştim (açıklamasını yapmıştım ne alaka deme) ama sen kızdıktan sonra yine tutuyorum sözümü.

Cep telefonu olayı için İranlılara kadar gitmene gerek yok gel bizim derslerden birine gir farklı bir şey görmeyeceksin maalesef. Üstüne üstlük yeni telefonların mp3 lerle çalma özelliğinin olmasıda ayrı bir dert. Birinin telefonu çaldığında tüm sınıf birden kafa sallayıp dans etmeye başlıyor. Bunun uzunluğuda çalan kişinin telefonu bulmasıyla orantılı.:)

Canım benim sapık ünvanını kaybetmemek için çabalamana gerek yok. Onun sana geçmesinden gayet memnunum geri almayacağım korkma:)

volkan dedi ki...

Bana geçmişmiş, bir daha almayacakmış. Zaten kral tacıydı bu, birimizden birine geçiyordu, hey allam ya. Yok öyle yağma, ünvanın bir sahibi de sensin, ben sadece paylaşıyorum. Hiçbir şey adadaki o bakışını silemez :D

Sözünü tuttuğun için teşekkür ederim inci tanesi.

Adsız dedi ki...

:) her öğrencinin hayalindeki yurtdışı eğitimini yaptığın için seni kutluyor ve gıpta ile okuyorum yazdıklarını. bu gıpta bir özenti olarak değil bir çeşitlilik artırımı olarak algılanırsa çok daha güzel olur : )
şunu diyeyim de içimde kalmasın;
Türkiye dünyada 2. ülke kredi kart teknolojisini geliştiren ve kullanan. çatır çatır da satıyor Türkiye yaptığı yazılımları : )
mavi ekran olan o adam da bana ilginç geldi sahiden. hiç bir çeşit yemekle öğün mü olur ? :D

hüseyin

volkan dedi ki...

Hüseyincim, bunu öğrenmem iyi oldu, önlerde yer aldığımızı biliyordum ama 2. olduğumuza dair somut bir bilgi yoktu elimde(sen nerden buldun yav :D) Ama böylesi daha kötü bence, sen kalk teknolojinin öncüsü ol milletten önce geliştir ama uygulamaya gelince çok çok gerilerde kal, değil mi ya .)

Teşekkür ederim kutlama için, bindik bir alamete hesabıyız biz de burda ya neyse :)