18 Mart 2007

Cengiz Han ve Mirasçıları

Sabancı Müzesindeki Cengiz Han ve Mirasçıları sergisine Moğolları (ne kadar yeterlidir bilemem) tarih bilgilerime dayanaraktan pek sevmesem de İstanbul`a geldiğimden beri gitmeyi planlıyordum, kısmet 18 Mart`aymış. Aslında bugünü tam yerinde, Çanakkale`de, geçirmek istesem de zamanında davranmayışımın sonucu olaraktan bunu gerçekleştiremeyeceğimi anladım ve Balmed`den gelen çağrıya uyaraktan hem Bal`lı insanları görmeyi hem de sergiyi gezmeyi düşündüm.

Bu sefer pek kimsenin kanına giremedim ve tek kişi gitmek zorunda kaldım, bir de üstüne Emirgan otobüsünü 1 saat boyunca 4.Levent`te bekleme salaklığı eklenince Balmed ekibinin buluşmasını da kaçırdım ve tam anlamıyla tek başıma kaldım.

Neyse ki sergi sandığımdan da deli bir şeydi. İlk defa böyle bir şeyi gezerken yorulduğumu hissettim. 3 kata yayılmış yüzlerce eseri gezmek ve verilen kulaklıklardan birçoğu hakkında(50den fazla) detaylı bilgileri dinlemek epey bir vaktimi aldı. Kısacası ilgisi olanlara tavsiye ederim.

Daha sonra dışarıya çıktığımda karşılaştığım muhteşem hava ve deniz bir anda ne zamandır yapmak istediğim başka bir şeyi aklıma getirdi: Arnavutköy`de balık ekmek. Atladım gittim, teknenin değiştiğini ama balıkların lezzetinin değişmediğini gördüm, oldukça da kalabalıktı.

Sonra bu hava kaçmaz diyerekten sahilden yürümeye başladım ancak ikide bir yolun diğer tarafına geçmek zorunda kaldım. Sebep tabi ki balık tutan organizmalar. Haftasonu olmasının da etkisiyle adım başı rastlamak mümkündü ki bu da adım başı tehlike ile eşanlamlı. Resmen mundar ettiler bir süre boyunca yürüyüş keyfimi. Ne zevk verir insana diğer insanları tehlikeye ataraktan(Önünden arkandan ucu kancalı oltalar fırlıyor) balık tutmak? Bir gün Avrasya Maratonu`na katılıp, yem diye bunlardan birini takacağım oltanın ucuna, sallayacağım Boğaziçi`nden aşağı ya hayırlısı.

Tek başıma başladığım gezimi kimseciklerin eşlik etmemesi nedeniyle yine tek başıma bitirmiş oldum. Sevdiklerimle birlikte daha güzel olabilirdi tabi ama yine de güzel ve sakin bir İstanbul günü geçirmek gayet güzeldi.

Çanakkale Destanı`nı yazan kahramanları rahmetle anıyorum.

24 Mart`ta Ytü Atatürkçü Düşünce Topluluğu Kulübü`nün düzenlediği Çanakkale Gezisi`ne katılma düşüncem(iz) var(tabi dışarıdan da katılınabiliyorsa), herkese duyurulur.

Hiç yorum yok: