6 Aralık 2006

Heroes, It Crowd, Click

Dawson`s Creek furyasını kaçırmış(aman ne üzüldüm) bir kişilik olaraktan yabancı dizi olayına (En büyük gözdem Simpson`ları saymazsak, bir de Southpark var ama o biraz farklı sanki) 7th Heaven denilen geyik ötesi Amerikan aile dizisi ile başlamışımdır heralde. Hemen birileri atlamadan ben açıklamamı yapayım. Yıl 2001, mekan(yoksa mevki mi demeliydim ;) ) Trabzon, bunalım denen olayın doruklarında adeta aşağıda ne olduğunu unutmuş şekilde geziyorsun, tek bir insan bile tanımıyor; tanımak da istemiyorsun, en büyük aşkından(tamam belki en büyük 2. olabilir) bilgisayarından çok ağır olmasından dolayı(kargoya vermeye kıyamadım, biraz da Atakan bilgisayarsız büyümesin istedim) çook çok uzaklarda, yalnızlık-aile hasreti-büyükşehir özlemi-kalabalık görme isteği gibi duyguların anlamlarını tam olarak hisseder bir vaziyette, dağ eteği manzaralı bir odadasın. Her şeyi unutup vakit geçirebilmek için sahip olduğun yegane şey televizyonun. Ve de gel gör ki o televizyon sadece TRT1 çekiyor olsun(hakkaten dağ eteğindeydik yani). Bütün bunların bir araya gelmesi neticesinde TRT1`in akşam saat 6`da başlayan 7th Heaven`ini izlemekten başka çare yoktu. Ama çok deli bağlanmıştım bir ara itiraf edeyim bunu da, resmen işlerimi ona göre ayarlar olmuştum o derece yani düşünün artık. Trabzon faslı unutmak istediğim anılar olması bakımından bu kadar yeter sanırım.

Istanbul`a geldikten sonra CNBC-E ile tanışmam çok üzün sürmedi tabi ki. Henüz adsl tam anlamıyla hayatımı abluka altına almadan önceydi sanırsam, herkesten duyduğum için kendimi bir nebze izlemek zorunda hissetmiştim. The O.C diyenler doğru tahmin ettiler(kimsenin tahminde bulunmadığına eminim) Biraz geriden de olsa ilk sezonu izleyerekten konuya hakim oldum(aman ne önemli). Ilk sezonu oldukca ilginc gelen OC`nin 2. ve 3. sezonlarını niye izlediğimi söylemeye gerek yok sanırım.

Daha sonra Gillmore Girls geyiği çıktı piyasaya. Sevimli bir anne(Lorelai) ve daha da sevimli kızının(Rory) maceralarına tanık oldum 2 sezon boyunca. Eğlenceli bir şeydi, Istanbul`a dönünce devam ederim belki. Bu arada geyik dediğime bakmayın, imdb`de 8.8 puan ortalaması var(utanmasa 9.1`lik SouthPark`ı geçecek terbiyesiz)

O sıralar ara ara Cold Case izler görmüştüm kendimi ama hiçbir zaman sürekli bir hale gelemedi.

Daha sonra bunun üstüne dizi çıkmaz dediğim ve çevremdekileri de bağımlısı yaptığım Prison Break furyası başladı. Bu yazıyı okuyup da izlemeyen yoktur(?) aramızda diyerekten kısa kesiyorum.

Prison Break`in sezon arası olması ve de Isveç`te yalnız geçen ilk günlerin de yardımıyla(!) çok uzun zamandır birçok kişiden "kralını tanımam, üstüne dizi yok" tanımlamasını duyduğum Lost ile sonunda tanıştım, 1 ayımı yedi nerdeyse, bağımlılık yaptı, resmen rapid delisi oldum(utorrent kullanmayan aklımı-fikrimi burdan kınıyorum). Bu arada 7 şubata da ne çok var değil mi?

Lost`u 2 sezon geriden takip ederken X-MEN tarzı bir dizi olan Heroes başladı, kaçamadı tabi benim bünyeden. "Böyle fantastik şeyleri ne izlersiniz kardeşim" diyenlere tek sözüm, "eğ-len-ce-li" de ondan. Bu arada Rory`nin 2. sefkilisini oynayan arkadaş da var bu dizide, ben pek sevmezdim gerçi ama burda fena değil, bir de o yandan sarkan bilumum capon oyunlarindaki genç tiplemesi-might & magic kaçkını saç kesimi olmasa daha iyi olacak. Imdb`deki fotoğraflarına bakmanızı öneririm, özellikle portreye dikkat, kaçkın herif.

Ve geliyoruz bu daldaki son gözdeme: IT Crowd. Pinguar`dan görerek gaza geldiğim, utorrent`in bile indirirken zorlandığı, "oha la, tam bize hitap ediyor bu" dediğim, 22 dk`lik 6 bölümden oluşan ilk sezonları ile karşımızda duran, Ingiliz yapımı bir dizi kendisi. Konu en genel hatlarıyla bir şirketin BT bölümüne atanan bilgisayardan alakasız bir müdire ile kopuk BT çalışanlarının maceraları şeklinde özetlenebilir. Şiddetle tavsiye ederim, henüz sadece ilk bölümünü izlememe rağmen hem de.

Bu kadar dizi yeter diyerekten bir tane de filmden bahsetmek istedim, Click. 6.8 puan aldığı halde ben neden izledim acaba, bu yüzden olabilir mi ki? Underworld`teki kısa saçlara nazaran harika olmuş böyle beaa. Pek emin değilim ama sanırım beni gülümseten(! kahkahalara boğmak ile alakası yok) filmlerden her daim zevk alacağım. Konu, işi ile ailesi arasında kalmış bir baba ve ailesi şeklinde. Hakkaten herkese tavsiye ederim. Filmin 2 tane de mesajı var, ilki sanırım Jhi ile ortak düşüncemiz, diğerini de Christine sayesinde farketmiş oldum: (dikkat bu kısım film hakkında ipucu verir, izlemeden okumayın) Ilki, aile her şeyden önce gelir(gelmeli de, değil mi?). Ikincisi ise ne kadar kötü ya da sıkıcı da olsa hayatta her şey yaşanmaya değer. Bir de bu film ile ilgili son bir şey aktarayım, uzun zamandır dinlemediğim ama çok sevdiğim Linger`ı bana tekrar hatırlattı bu film(Tam bu cümleyi yazarken amarok`un bana kıyak geçip Linger`ı çalması da enteresan oldu hani).

2 yorum:

İnci Üsküplü dedi ki...

Bir dakika bir dakika 7th Heaven laf söyletmem. Çünkü televizyonumuz her kanalı çekmesine rağmen bizde ailecek onun müdavimlerindendik.:)
The OC konusunda tahminde bulunmaya gerek yokki o kadar anlattınki:P Bu arada izlediğini söylediğin şeyler için gösterdiğin sebep hakkında yorum bile yapmayacağım. Anladın sen anladın:P Ama alınan biri var nasıl olurda bu yazıda ona yer vermezsin çok ayıp.
İzlemeyi istediğim ama başlarını kaçırdığım için izlemeye kasmadığım diziyi temin etmemi sağlayıp böyle bir nimetten (nimetin ne olduğunu söylemeye gerenk yok:P) haberdar olmamı sağladığın için teşekkür ederim.
Anlaşamadığımız dizi ve film konularında sanırım bir tek u fantastik öğeler içeren filmler var. (Yüzüklerin Efendisi konumuz dışında) E sen tavsiye ediyorsan bi şekilde o diziyide temin etmek lazım:)
Click'e gelince zorla gittiğim ama gittiğime sevinerek çıktığımbir filmdi. Hatta bende blogada yazıp insanların izlemesini sağlamayı düşünmüştüm ama vazgeçmiştim sebin yer vermen güzel olmuş. Bu arada evet ortak düşüncemiz ama ben daha farklı yorumlamıştım.
Son olarak ne zaman Jhi oldum:D

volkan dedi ki...

"Ama alınan biri var", bunu tam anlayamadım Incirik.
Lafı bile olmaz(nimetin).
Heroes güzel olmasına güzel ama sen sevmezsin, o kesin. Zaten Heroes için tavsiye yok, sadece güzel(en azından benim için).
Sen nasıl yorumladın bakayım?
Jhi olmadın ki, zaten öyleydin(JetChi ;) )