Biraz evvel havanın da güzel olmasının etkisiyle gaza gelip şöyle bir gayrettepe-mecidiyeköy turu yapayım dedim ve tabii ki kapıdan çıkar çıkmaz sarı kırmızı renklerle sarıldı etrafım . Ev Alisamiyen`in dibinde olunce böyle oluyor işte.Aralarından yürüyordum ki birden geçen hafta gittiğim Efes-Phanatinakos maçı geldi aklıma . Burdaki adamlar daha maç başlamadan tezahurata başlamışken Abdi İpekçi`dekilerin maç boyunca tek bir kez bile "yahu şu takımı gaza getirelim , bir tezahurat yapalım" havasına giremeyişi geldi bir anda gözümün önüne . Taraftar namına kimse yoktu , herkes seyirciydi sanki , bilardo maçı izler gibiydiler . Ben mi tezahurat yapsaydım ? Yapardım tabii ki ; yapmadığım şey de değil , yazin Efes Cup`ta koca salondaki tezahuratin tek kaynağı Atakan ile bendik (inanmayan Atakan`a sorsun :p ) ama bu sefer yanımda taraftar namına kimse yoktu , izleyici arkadaslarim vardı.Nerde o eski Göztepe maç Şu Atakan`ın sınav işi bitse , Doğan`ın da okulu bitse bir de İncik`in zamanı uysa da ağız tadıyla bir maça gitsek , o da olur bir gün inş.Bu arada maçta almanca kursundan 1 ve 2. kurlardan kız arkadaşlar da varmış ama karşılaşamadık doğal olarak . Tam o gün GS-FB derbisi olmasına rağmen gelmelerine hayret ettim ya neyse. Kızlar dedim de aklıma geldi , neden maçlara gelir bu kızlar hiç anlamam . Bağır desen bağırmaz , ıslık desen hak getire , çoğu zaten olaydan habersiz ne takımları tanır ne oyuncuları , ha bir de yanlarındaki insanı da kısıtlarlar ki en çok da ona hasta olurum . Sanmıyorum ki erkek arkadaşlarının yanında bağırıp cağıran , yeri gelince hakeme sövenlerin kızların yanında da aynı tutumu gösterebilceklerini . Burdan kızlara sesleniyorum :"Oturun evinizde izleyin , boş yere ön koltukları kaplamayın ya da biraz bizim gibi olun , siz de takımınıza destek olun"
Efes turu atladı atlamasına da maç tam almanca kursuna denk geldi bu sefer . Gidesim var ama bakalım nasıl olacak ?
Sonuç olarak bir basketbol severiyim ancak umarım bir gün futboldaki kadar çoşkulu bir seyirci(olay çıkaran serserilerden bahsetmiyorum) eşliğinde bir basketbol maçı izlerim . Şöyle Universiade İzmir 2005`te olduğu gibi mesela.
NOT-Acaba futbol maçlarına daha çok bayan gitse küfür son bulur mu ?
4 yorum:
Sevgili Volkan "the (re)seller",
Öncelikle bu bloguna yazdığım ilk yazı/yorum olacak, bu vesileyle böyle bir blog tuttuğun, fikirlerini bu şekilde paylaştığın için seni tebrik ediyor, sana ve diğer okuyuculara saygılarımı sunuyorum. :)
Şimdi konumuza, bu başlığa geri dönelim. Bahsettiğin noktaların çoğunda haklısın, hatta bir satır dışındakilerin doğruluğuna rahatlıkla evet diyebilirim ancak "ama bu sefer yanımda taraftar namına kimse yoktu, izleyici arkadaslarim vardı" bu yorumunun gerçekleri yansıtmadığı çok aşikar. Bu noktada, ortaokulda Türkçe derslerinde öğrendiklerim doğrultusunda ayrıntılar için gelişme paragrafına geçiyor, paragraf başı yapıyorum.
Bu Efes - Pana maçı benim Apdi İpekçi(Arena)'daki ilk maçımdı. Fiziksel koşullar olarak beklediğimden fazla farklı değildi. Yalnız tuvaletler biraz fazla büyüktü mü ne? Yoksa bana mı öyle geldi? :p Maçta ise senin de dediğin gibi Efes'in lehinde hiçbir tezahürat olmadı. Bu Efes'i protesto ettiler, diğer takımı desteklediler anlamına gelmesin, sadece maçta bazı bazı Efes için alkışlar, Pana için ise sürekli yuhlamalar, ıslıklamalar vardı. Bunun en büyük nedeni Efes'in bir futbol takımı olmaması(maalesef ülkemizde durum böyle) ve bu nedenle de kemik bir taraftar kitlesinin, tezahürat repertuvarının bulunmayışı sanıyorum. Eminim bizim(!) gibi tezahürat yapmak, takımı desteklemek
isteyen onlarca taraftar vardı. Ama bir yönlendirme, bir organizasyon yoktu maalesef. Sanırım 2 gün sonra oynanacak CSKA maçında da farklı bir senaryo olmayacak. :( {İlk maç biraz önce sona erdi. Farkı tam 2 sayıya indirmişken yaptığımız salak hatalar sonucu yenildik. Artık perşembe günkü maça gitmek farz oldu.}
Ve bu seyirci arkadaşlarım meselesine gelelim. Daha ne yapalım? Elimizden geldiğimizce takımı destekledik, tempo tutup takımı gaza getirmeye çalıştık. Bu da demek oluyor ki seyirci değil taraftarmışız. Şu anda ise aklıma gelen, acaba bu saçma bahaneyi kullanıp, CSKA maçına gelmemek için
ortam mı hazırlıyorsun? :? Bu da seni (re)seller'lıktan öte bahane bulma konusunda yardımcı doçent ünvanını kazandırır ki böyle bir şeyi hiç istemem. Evet, geliyor musun CSKA maçına? :Ha
Not: Mesajlarında noktalama işaretlerin önce ve sonra bıraktığın boşluklara da dikkat edersen, Türkçe'yi layıkıyla kullanmış olacaksın. Bu konuda da hakkını teslim ediyorum. :)
Öncelikle bu kadar uzun bir süre sonra cevap verdiğim için kendimi kınıyorum.
Geçelim savunma kısmına :
Geçen hafta herkesin gördüğü üzere bana "the seller" tarzında isimler takmak oldukça mantıksız ve yanlış oluyor . Bkz. "Sakat ayakla oynadığım basket maçı" ve "Abdi İpekçi`ye gelme girişimim"
İzleyici arkadaşlarım vardı sözümü geri alıyorum çünkü Abdi İpekçi`ye ilk kez gittiğini bilmiyordum . İlk gittiğim de ben de oldukça tutuk kalmıştım . Eee sadece 2 tarafında tribün olan İzmir Atatürk Spor Salonu`ndan sonra Abdi İpekçi insani hafiften büyülüyor . Ama kardeşim nerden bileyim 3 yıldır İstanbul`da olmana rağmen ilk kez gidiyor olduğunu , değil mi josh .
Hazır Efes`in elenmesine neden olan hakemleri unutmuştum ki tekrar aklıma geldiler . Buradan onlara Anemi grubundan "t.a.k" şarkısını gönderiyorum.
Konudan uzun yorum yazdığın ve beni de kendine benzettiğin için seni takdir ediyor ve sana teşekkürlerimi iletiyorum.
Türkçe`yi layıkıyla kullanmak boynumuzun borcu , umarım bir gün herkes bu borcu üstlenir !
Madem adım geçti yorum yapmadan olmaz tabi. Birincisi yazında çelişki var hem diyorsunki kızların maçta ne işi var hemde incikin zamanı uysada gitsek. Ne anlama geliyor şimdi bu? İkincisi de senle maça gelmem demiştim sebebini sen zaten biliyorsun tekrar açıklamaya gerek yok. Nese sana yeni maçlarda yanında bağırcak arkadaşlar diliyorum:)
Sen o gün de yanlış anlamıştın beni , bugün de yanlış anlamaya devam ediyorsun . Hele hele kendini "kızlar" diye tanımladığım grupla bir tutmuşsun ya o kisimda koptum ben .Ne diyeyim sağlık olsun artık .
Yorum Gönder