Bil muh'luğa adımımı attığım günden beri hep içimde bir robotumsu yapma isteği olmuştur. Gerçi çoğu bilgisayar, elektronik veya makine mühendisliği öğrencisinin de aynı isteği duyduğuna eminim. Bu isteğim belki biraz da soyuttan çok somuta önem veren bir yapım olması da olabilir. Tek tercih olarak yazdığım ve mezun olduğum bölümümden gayet memnunum ancak halen aklımdan "acaba inşaat ya da makine mühendisi olsam (mesleki anlamda) daha mı mutlu olurdum" sorusunun geçmesinin tek nedeni bu soyut somut olayı olsa gerek. Konuya dönersek malesef ki bu isteğimi gerçekleştiremedim. Gerek üniversitemde elektronik mühendisliği bölümünün olmayışı gerek benim "hevesli" düzeyinden "ilgili" düzeyine geçemem ve gerek elektronikten tedirgin olan yapım nedeniyle bir türlü giremedim olayın içine. Lego'nun mindstorm serisi ile epey bir galeyana gelmiştim ki çevremde bu işe hevesli kişilere denk gelememden ötürü olsa gerek, cesaret edip alamadım. Keşke bu tip hadiselere ilgili hoca ya da asistanımız olsaydı...
"Bırak geyiği de yine nerden gaza" geldin derseni eğer işte burdan gaza geldim. Şehirde yaşayan yaşlı nüfusa hizmet etmek amacıyla üretilmesi planlanan robotlar özgür programlarla, özgür bir işletim sistemi olan ROS(Robot İşletim Sistemi) ile yönetiliyormuş. Şimdilik bir insan tarafından yönetilse de kısa bir süre sonra tamamen kendi kendine iş görebilecek olması çok hoş. Kaynak
Aslında dünyada kim bilir ne kadar çok tuhaf şey var da biz sadece çok çok ufak bir kısmından haberdar olabiliyoruz. Denk gelmişsinizdir mutlaka; gözünden su fışkırtma rekoru, zıp zıp ile en uzun süre zıplama rekoru, top sektirme rekoru... Bu küçük kızımız da oldukça ilginç bir rekora; yüzünde en fazla salyangozu tutma rekoruna imza atmış. Ne mide varmış kızda. Gerçi sanırım bu rekortmenler rekorları kırılmadığı sürece para alıyorlar ama yine de oldukça tuhaf bir girişim
Nano teknoloji önemi kesinlikle iyi idrak edilmesi gereken, gelişmişliğin göstergesi nereye doğru kaydığını görmek için çok önemli bir kaynak. Nokia, bu konuda ilerde bizi neler beklediğine dair cep telefonları açısından bir görsel hazırlamış. Şekil değiştirebilen, üzerine dökülen sıvıyı kaydırarak üzerinden uzaklaştıran, çevredeki nesneleri "koku" gibi duyularla algılayıp inceleme yapabilen, üzerine gelen güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek değerlendiren elektronik cihazlardan çok da uzak olmadığımızı güzel anlatmışlar.
Büyüklük ya da küçüklük göreceli bir kavramdır malumunuz. Bir önceki paragraftaki nanoteknoloji örneğinde bir sinek teline sığan 10binlerce transistörden bahsediliyordu, oldukça küçük hatta küçük ötesi dünyalar. Peki hiç düşündünüz mü ne kadar büyük bir gezegende yaşıyoruz diye? Merkür, Mars, Venüs, Dünya, Satürn, Jüpiter, Güneş derken olay kopuyor... Başlıkta "ne kadar büyük" dedim ama sanırım "ne kadar küçük" demek daha doğru olur bu görselden sonra. En sondaki kıyaslamayı kaçırmayın ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder